Bugün sizlerle paylaşacağım konu; son dönemlerde çok sık konuşulan aslında 07.04.2016 tarihinden bu yana mevzuatta yer alan ancak çok da bilinçli olmadığımız Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında fotoğraf çekerken almamız gereken izinler, önlemler ve ihlalin sonuçları üzerine. Sizlerin de bildiği üzere, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu 07.04.2016 tarihinde yayınlanarak Türk hukuk sitemine giriş yaptı. Mevzuat içeriği çok geniş ve ayrıntılı olması nedeniyle hemen hemen herkes ilk başta kanun içeriğini anlamakta zorluk çekti. Kişisel Verilerin Korunması Kurulu tarafından seminerler ve kongreler düzenlenerek eğitimler verilmeye başlandı ve halen daha eğitimler verilmeye devam etmektedir. Gelin biz de fotoğraf ve görüntü kaydı yönünden mevzuatı inceleyelim. (Sizlerin de internetten 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununu mutlaka incelemenizi tavsiye ederim.)
Öncelikle kişisel veri, kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiye ilişkin her türlü bilgi olarak tanımlanmaktadır. Kanunda, kişisel veriler sınırlı sayma yoluyla belirlenmediğinden, her somut olayın özelliğine göre kişisel verinin kapsamının genişletilmesi de mümkündür. Bu kapsamda, gerçek bir kişinin adı soyadı, kan grubu, motorlu taşıt plakası, mülakat sonuçları, kullandığı elektronik cihazların IP adresleri, ses ve görüntü kayıtları, konum bilgisi, adli sicil kaydı, kredi kartı ekstreleri, sosyal medya beğenileri, parmak izleri vb. bilgiler de kişisel veri olarak tanımlanabilmektedir. Buradan hareketle “fotoğraf”ın da kişisel veri kapsamına girdiğini içerikten anlayabiliyoruz.
Kişisel verilerin korunması kurulunun resmi twitter hesabından 25.09.2019 tarihli tweetinde “Sadece kendimizin değil, başkalarının da veri güvenliği önemli! Kalabalık mekanlarda çekilen fotoğraflarda, rızası dışında üçüncü kişilerin yer almamasına özen gösterilmeli, bu mümkün değilse fotoğraf üzerinde ‘’karartma’’ işlemi uygulanmalıdır.” denmiştir. Açıklamada karartma işlemi kişisel verilerin bütünün kimliği belirli veya belirlenebilir bir gerçek kişiyle ilişkilendirilmeyecek şekilde üstlerinin çizilmesi, boyanması veya buzlanması işlemleri olarak tarif edilmiştir. Kurum, açıkça izni olmayan kişilerin fotoğraflarını çekme ve paylaşma eyleminin kanuna aykırı olduğundan ve ihlal neticesinde yaptırımlar uygulanacağından bahsetmiştir. Yapılan açıklamayı çok önemli buluyor ve üzerinde durulması gerektiğini düşünüyorum.
Ayrıca yine KVKK’nın resmi web sitesinde “Yayınlar” bölümünde de anlatılan konuyu sizlerle paylaşmak ve dikkatinizi çekmek istiyorum. Katıldığınız bir konferansta fotoğrafınızın çekilmemesini veya yayınlanmamasını istemek sizin en temel hakkınızdır! Kişisel Verileri Koruma Kurulunca toplantı ve seminerlerde aydınlatma ve açık rıza uygulaması vardır. Toplantı salonu girişinde ilgili kişilerin okuyabileceği şekilde aydınlatma metinlerinin panoya asılmış olması gerekir. Aydınlatma yapıldıktan sonra katılımcıların görüntü kayıtlarının alınması ve sosyal medyada paylaşılması için açık rıza alınması gerekmektedir.
Örneğin etkinliğin düzenlendiği salonda koltukların bir kısmı yeşil bir kısmı da kırmızı etiketlerle ayrılarak oturma düzeni oluşturulur. Kırmızı etiketli koltukların bulunduğu bölümde fotoğraf ve video görüntüsü alınamazken, yeşil etiketli koltukların bulunduğu bölümde çekim yapılabilir ve ilgili yayın organlarınca paylaşılabilir. Ayırca salon girişinde sunulan yeşil renkli kokartları açık rızaları ile yakasına takan katılımcıların fotoğraf ve videoları çekilirken kırmızı renkli kokart takan katılımcıların görüntüleri alınmaz.
Tüm bu verilen örneklerin ihlali durumunda Kanun kapsamında verilen idari para cezaları 5.000 TL’Den 1.000.000 TL’ye kadar olabilmektedir. Buradan hareketle aslında fotoğrafı çekilen kişilerin haklarını bilerek tam tersi düşünceyle fotoğraf çeken sanatçılar olarak bu konuya artık eskisinden daha hassas davranmalıyız diye düşünüyorum. Bültene abone olan bir okuyucum geçtiğimiz aylarda sokak fotoğrafçılığında izin konusunun detaylı anlatılmasını istemişti. Aslında bu konu ile sokak fotoğrafçılığında izin konusunun daha ciddi hale geldiğini ve aslında ciddi yaptırımlara sebebiyet verdiğini ve vereceğini söylemek gerekecektir. Eğer ki kanuna aykırı davranılması halinde şahsın kurula başvurup şikayet etme hakkı olup yapılan şikayet neticesinde denetimlerin ardından ihlaller var ise hem idari para cezaları ile karşılaşabilmekte hemde Türk Ceza Kanunu anlamında cezai yaptırımlar uygulanabilmektedir. Türk Ceza Kanununda yer alan kişisel verileri hukuka aykırı olarak kaydetme, verme, ele geçirme, silmeme suçları kısaca aşağıda şöyle yer almaktadır:
Madde 135- Hukuka aykırı olarak kişisel verileri kaydeden kimseye bir yıldan üç yıla kadar hapis cezası verilir. Kişisel verinin, kişilerin siyasi, felsefi veya dini görüşlerine, ırki kökenlerine; hukuka aykırı olarak ahlaki eğilimlerine, cinsel yaşamlarına, sağlık durumlarına veya sendikal bağlantılarına ilişkin olması durumunda birinci fıkra uyarınca verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Madde 136- Kişisel verileri, hukuka aykırı olarak bir başkasına veren, yayan veya ele geçiren kişi, iki yıldan dört yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Suçun konusunun, Ceza Muhakemesi Kanununun 236 ncı maddesinin beşinci ve altıncı fıkraları uyarınca kayda alınan beyan ve görüntüler olması durumunda verilecek ceza bir kat artırılır.
Madde 137- Yukarıdaki maddelerde tanımlanan suçların; a) Kamu görevlisi tarafından ve görevinin verdiği yetki kötüye kullanılmak suretiyle, b) Belli bir meslek ve sanatın sağladığı kolaylıktan yararlanmak suretiyle, İşlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır.
Madde 138- Kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri sistem içinde yok etmekle yükümlü olanlara görevlerini yerine getirmediklerinde bir yıldan iki yıla kadar hapis cezası verilir. Suçun konusunun Ceza Muhakemesi Kanunu hükümlerine göre ortadan kaldırılması veya yok edilmesi gereken veri olması hâlinde verilecek ceza bir kat artırılır.
Madde 139- Kişisel verilerin kaydedilmesi, verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme ve verileri yok etmeme hariç, bu bölümde yer alan suçların soruşturulması ve kovuşturulması şikayete bağlıdır.
Not : Bir annenin üçüncü kişilere vermemek ve veri güvenliğine ilişkin yükümlülüklere uymak kaydıyla, aynı konutta yaşadığı çocuğu veya eşinin fotoğraflarını cep telefonuyla çekmesi, kaydetmesi, kimlik bilgilerini rehbere işlemesi gibi durumlar Kanun kapsamı dışında kalmaktadır.
Yakında sizlerle paylaşacağım diğer yazılarım yayınlandığında ilk siz haberdar olmak isterseniz, aşağıdaki bölüme e-posta adresini yazıp “Abone Ol” linkine tıklamanız yeterli.
Saygılarımla
17 Ocak 2020 - www.arthenos.comAv.Fulden ELVERİR
Sayfayı okumak için tıklayınız >